Merhaba değerli arkadaşlarım, bilginin paylaştıkça arttığına inananlardanım. Diksiyon, iş yaşamındaki pozitif ve negatif davranışlar, beden dili ve sunum teknikleri üzerine paylaşımlar yapmak üzere yola çıktım. Bu blog yolculuğum umarım sizlere faydalı olur…Sevgi ve sağlıkla kalın.
HİDDET VE ŞİDDET
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen hiddet ve şiddet sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Arapça kökenli olması.
İlk olarak hiddet sözcüğü, Arapça kökenli (ḥiddet) bir kelime. Öfke anlamına geliyor. Dilimizde hiddete kapılmak (öfkelenmek, kızmak), hiddet etmek (öfkelenmek, kızmak), hiddetten kudurmak (çok öfkelenmek, aşırı derecede kızmak) kullanımları var.
Şiddet sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (şiddet) bir kelime. Bir hareketin, bir gücün derecesi, hız, bir hareketten doğan güç, karşıt görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma, kaba güç, duygu veya davranışta aşırılık, sertlik anlamına geliyor. Dilimizde şiddete başvurmak (kaba kuvvet kullanmak), şiddet göstermek (kaba, sert davranmak), şiddet olayı (çevreyi sindirmek için yaratılan olay veya girişilen hareket) kullanımları mevcut (TDK Sözlük).
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
GİDON VE BİDON
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen gidon ve bidon sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Fransızca kökenli olması.
İlk olarak gidon sözcüğü, Fransızca kökenli (guidon) bir kelime. Yönelteç, komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak; fors anlamına geliyor (TDK Sözlük).
Bidon sözcüğü ise, yine Fransızca kökenli (bidon) bir kelime. İçine çeşitli maddeler konulan, sac, plastik veya çinkodan yapılmış kap anlamına geliyor. Dilimizde su bidonu (su taşımaya ve depolamaya yarayan bidon) kullanımı var.
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
KOYU VE KORU
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen koyu ve koru sözcüklerine değinmek istiyorum.
İlk olarak koyu sözcüğü, yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı, rengi açık olmayan, daha belirgin olan, yazı karakterinin daha kalın olarak yazılmış biçimi, aşırı olan, derin, çok hararetli; kıpkızıl anlamına geliyor. Dilimizde koyu kestane (kestane renginin bir veya birkaç ton koyusu), koyu mavi (mavinin bir veya birkaç ton koyusu), koyu yeşil (siyaha yakın yeşil, yeşilin bir veya birkaç ton koyusu) kullanımları mevcut (TDK Sözlük).
Koru sözcüğü ise, bakımlı küçük orman anlamına geliyor (TDK Sözlük).
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
NAKİT VE VAKİT
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen nakit ve vakit sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Arapça kökenli olması.
İlk olarak nakit sözcüğü, Arapça kökenli (naḳd) bir kelime. Para, kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para; likit anlamına geliyor. Dilimizde nakit kartı (bankalardan peşin para almak veya para çekmek için kullanılan kart), nakit para (birikmiş, kullanılmaya hazır para), kullanımı var.
Vakit sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (vaḳt) bir kelime. Zaman, bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, çağ, belirlenmiş olan zaman, zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde “iken” anlamı veren bir söz, geçim, para bakımından elverişli durum anlamına geliyor. Dilimizde vakit geçirmek (oyalanmak, uğraşmak), vakit kazanmak (bir şeye ayrılan süreyi azaltmak, karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uzatmak), vakit öldürmek (zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek), vakit nakittir (“zaman çok değerlidir, boş yere harcanmamalıdır” anlamında kullanılan bir söz), vakti gelmek (ölmek üzere olmak, ölümü yaklaşmak, zamanı gelmek, süresi dolmak), vakti saati gelince (zamanı gelince), dar vakit (dar zaman), tez vakit (tez vakitte), ezan vakti (ezan okunma zamanı; ezan saati) gibi kullanımlar mevcut (TDK Sözlük).
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
AKSAM VE AKŞAM
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen aksam ve akşam sözcüklerine değinmek istiyorum.
İlk olarak aksam sözcüğü, Arapça kökenli (aḳsām) bir kelime. Kısımlar, yedek parça anlamına geliyor.
Akşam sözcüğü ise, güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar geçen zaman dilimi anlamına geliyor. Dilimizde akşam ezanı (akşam namazı), akşamı akşam etmek (akşamın olmasını sabırsızlıkla beklemek), akşamı zor etmek (bir türlü akşam olmamak), akşam akşam (akşam vaktinde), akşam keyfi (sohbet ederek, bir şeyler yiyip içerek akşamı güzel geçirme), akşamsefası (iki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki; gecesefası), akşamüstü (gündüzün akşama yakın bir zamanında; akşamüzeri, akşama doğru) gibi kullanımlar mevcut (TDK Sözlük).
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
ASİL VE ASİ
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen asil ve asi sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Arapça kökenli olması.
İlk olarak asil sözcüğü, Arapça kökenli (aṣīl) bir kelime. Soylu, yüce duygularla yapılan anlamına geliyor. Dilimizde asilzade (soylu) kullanımı var.
Asi sözcüğü ise, Arapça kökenli (ʿāṣī) bir kelime. Başkaldırıcı, yaşadığı ortamdaki insanlar ve kurallarla uyumlu olmayan, kendi düşünce ve eylemleriyle oluşturduğu yaşam biçimine göre hareket eden anlamına geliyor (TDK Sözlük).
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
MESABE VE MESAFE
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen mesabe ve mesafe sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Arapça kökenli olması.
İlk olarak mesabe sözcüğü, Arapça kökenli (mesābe) bir kelime. Derece, değer, rütbe anlamına geliyor (TDK Sözlük).
Mesafe sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (mesāfe) bir kelime. Ara, ilişkilerde çok içten olmama durumu; resmiyet, uzaklık anlamına geliyor. Dilimizde mesafe almak (bir konuda veya çalışmada önemli ölçüde ilermek), mesafe bırakmak (ilişkilerde samimi olmamak), fiziksel mesafe (salgın dönemlerinde mevcut hastalığın bulaşmasını önlemek amacıya yan yana olan kişiler arasında bırakılması gereken belli mesafe, sosyal mesafe), kısa mesafe (uzaklığı az olan yer), sosyal mesafe (fiziksel mesafe) gibi kullanımları mevcut.
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
SEHİM VE SEHİV
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen sehim ve sehiv sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Arapça kökenli olması.
İlk olarak sehim sözcüğü, Arapça kökenli (sehm) bir kelime. Hisse bedeli, pay, yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması anlamına geliyor.
Sehiv sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (sehv) bir kelime. Yanıltı anlamına geliyor (TDK Sözlük).
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
GAZEL VE AZEL
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen gazel ve azel sözcüklerine değinmek istiyorum.
İlk olarak gazel sözcüğü, Arapça kökenli (ġazel) bir kelime. Divan edebiyatında 5-10 beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin ikinci dizileri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik konularda yazılan nazım biçimi; Klasik Türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sazlardan birinin eşliğinde söylenen, söyleyenin ses gücünü göstermesine de olanak veren müzik eseri anlamına geliyor. Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı anlamı da var. Dilimizde gazel okumak (gazel söylemek, oyalamak veya kandırmak üzere boş sözler söylemek), gazel tutturmak (yüksek sesle şarkı veya türkü söylemek), gazel damarı (Gazel vb. icra ederken yüksek sesten dolayı ortaya çıkan boyun damarı), perde gazeli (Karagöz oyununda oyun başlarken Hacivat tarafından okunan gazel) kullanımları var (TDK Sözlük).
Azel sözcüğü ise, bir ekonomi terimi ve sunumun birkaç satıcı tarafından yapıldığı ve bu az sayıdaki satıcının birbirlerinin üretim kararlarından etkilendiği piyasa türü; oligopol anlamına geliyor.
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.
BEHER VE SEHER
Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen beher ve seher sözcüklerine değinmek istiyorum.
İlk olarak beher sözcüğü, Farsça kökenli (beher) bir kelime. Her bir anlamına geliyor. Kimya terimi olan beher ise, Almanca kökenli (Becher) bir kelime. Beherglas anlamına geliyor (TDK Sözlük).
Seher sözcüğü ise, Arapça kökenli (seḥer) bir kelime. Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı veya şafak sökmek üzere olan zaman; seher vakti anlamına geliyor. Dilimizde seher kuşu (bülbül, kumru vb. kuşlara verilen ad), seher vakti (seher), seher yeli (seherde esen yel) kullanımları mevcut.
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.