YAD VE YÂD

Merhaba değerli arkadaşlarım, düzeltme işaretiyle yazım ve telaffuzda farklılaşan, ayrı anlamlara gelen sözcük serisine yad ve yâd sözcükleriyle devam etmek istedim.

Dilimizde düzeltme işareti olmadan yazılan yad sözcüğü, yabancı anlamına geliyor. “A” harfi kalın ve normal şekilde yani yad olarak okunuyor. Bazen telaffuzda “d” harfi yerine “t” gibi okunduğuna da rastlıyorum. “T” ile okunan yat sözcüğüdür. O da zaten hepimizin bildiği gibi gezinti gemisi anlamına geliyor, yad ile ilgisi  yok 🙂 Dilimizde yad el, yad erklik, yad estetik olarak birleşik kelime kullanımları da mevcut. Her üç kelime de düzeltme işareti olmadan yazılıyor. Yabancı yer, grubet anlamına gelen yad el, düzeltme işareti olmadan yazılmasına rağmen, “a” harfi uzatılarak okunuyor. Yad erklik, özerklik karşıtı, bir topluluğun yabancı kişiler tarafından yönetilmesi anlamına geliyor ve “a” harfi kısa olarak okunuyor. Yad estetik, estetiğe aykırı anlamına geliyor. Türkçe yad ile Fransızca esthétique sözcüklerinin birleşiminden meydana gelen birleşik bir kelime.

Yâd sözcüğü ise, düzeltme işareti kullanılarak yazılıyor ve anma anlamına geliyor.  Aynı zamanda hatır ve zihin anlamları da mevcut. Kelimeyi telaffuz ederken “a” harfini uzatarak okuyoruz. Birini anmak, hatırlamak anlamında yâd etmek birleşik fiilini kullanıyoruz. Buna ek olarak dilimizde, birini hatırlatmak anlamına gelen yâd uyandırmak birleşik fiili de bulunmakta.

Gerek yazıda, gerekse telaffuzda dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.

ALA VE ÂLÂ

Merhaba değerli arkadaşlarım, bugünkü yazımda düzeltme harfiyle yazım ve telaffuzda değişen, bambaşka anlama gelen iki sözcüğe dikkat çekmek istedim. Bunlar, ala ve âlâ.

İlk olarak ala sözcüğünü ele alalım. Ala, karışık renkli, çok renkli, alacalı anlamında kullandığımız bir kelime. Dilimizde “Ala keçiler her vakit püsküllü oğlak doğurmaz” diye bir atasözümüz var. Yani, her zaman değerli şeylerden istenilen verim alınamayabilir anlamına geliyor. Ne kadar da doğru bir söz…Hayat da böyle zaten. Zaman içerisinde her şey değişebiliyor. Dengeler tersine dönebiliyor. Önemli olan ala keçiler püsküllü oğlak doğurmadığında da, hayata tutunmayı bilmek, bardağa dolu tarafından bakabilmek. Ala sözcüğünü telaffuz ederken kalın “a” olarak normal şekilde yazıyor ve okuyoruz.

Âlâ, Arapça kelime kökenli (aʿlā) bir kelime. Çok iyi, pek iyi anlamına geliyor. Bir de dilimizde elbette, kesinlikle anlamına gelen, Türkçe pek ile Arapça aʿlā birleşmesinden oluşan pekâlâ sözcüğü var. Pekâlâ sözcüğünün elbette, kesinlikle anlamı dışında çok iyi anlamı da mevcut. Âlâ sözcüğü ise, “a” harfinde düzeltme işareti konularak yazılıyor ve “a” harfi uzatılarak okunuyor.

Bir “a” harfini farklı yazmaktan nolur ki demeyin, iki farklı anlam, iki farklı kelime karşımıza çıkıyor. Dilimizi kurallarına uygun şekilde yazdığımız ve okuduğumuz günler dileğiyle…Sevgi ve sağlıkla kalın.

GELİN HARFLERİN YERİNİ DEĞİŞTİRELİM ☺ MUHASEBE VE MUSAHABE

Merhaba değerli arkadaşlarım, bugünkü yazımda harflerle biraz oynayalım istedim. Harflerin yer değiştirmesiyle birlikte bambaşka anlama gelen iki sözcükten bahsedeceğim. Bunlar; muhasebe ve musahabe sözcükleri. Bu iki sözcüğün tek bir ortak yanı var, o da her ikisinin de Arapça kökenli olması.

Muhasebe, Arapça kökenli (muḥāsebe)bir kelime. Hepimizin de bildiği gibi, hesap işleriyle uğraşma, hesap işlerinin yapıldığı yer anlamına geliyor. Hesaplaşma anlamı da mevcut. Dilimizde ek alarak muhasebeci ve muhasebecilik sözcükleri de bulunmakta. Bunların yanı sıra, bir şeyin olumlu, olumsuz yönlerini tartarak bir yargıya varmayı ifade etmek için muhasebesini yapmak birleşik fiilini kullanıyoruz. Kişilerin doğruyu, yanlışı vicdan süzgecinden geçirerek değerlendirmelerini ifade etmek için nefis muhasebesi birleşik ismini kullanıyoruz.

Musahabe sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (muṣāḥabe)bir kelime. Konuşma, söyleşi, görüşme anlamına geliyor.

Aklınıza gelen başka harf oyunlarının olduğu sözcükleri düşünmeniz ve paylaşmanız dileğiyle…Sevgi ve sağlıkla kalın.