NEFİS VE NEFES

Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen nefis ve nefes sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu sözcüklerin tek ortak yanı Arapça kökenli olmaları.

İlk olarak nefis sözcüğü, Arapça kökenli (nefs) bir kelime. Öz varlık, kişilik, insanın yeme içme vb. gereksinimlerinin bütünü anlamına geliyor. Dilimizde nefsi çekmek (canı istemek), nefsine uymak (bedenin isteklerine uymak), nefsine yedirememek (bir şey yapmayı kendisi için ağır, onur kırıcı bulmak), nefsini köreltmek (nefsini yatıştırmak), nefsini yenmek (kendine hoş gelmeyen bir durum veya çok arzuladığı bir şey karşısında kendine hakim olmak, kendini tutmak), nefis izzeti (kişinin öz saygısı, kişiliği, yüceliği, onuru, izzetinefis), nefis muhasebesi (insanın isteklerini, hırslarını ve yaptıklarını gözden geçirmesi, doğru veya yanlışlarını vicdanının süzgecinden geçirip bir değerlendirme yapması), nefis mücadelesi (insanın, kendi nefsinin isteklerini önleme çabası), nefis müdafaası (korunma, kendini, öz benliğini koruma; nefsi müdafaa), kifaınefis (yaşamaya yetecek kadar yeme; çok az şeyle yetinme, eldekini kafi görme) kullanımları mevcut. Aynı zamanda Arapça kökenli (nefīs) bir kelime ve pek hoş, çok güzel anlamı da var. (TDK Sözlük).

Nefes sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (nefes) bir kelime. Soluk; şifa amacıyla hastaya okunan dua; sigara, pipo içilirken içe çekilen duman; canlılık, hayat belirtisi anlamına geliyor. Dilimizde nefes aldırmamak (dinlenmesine fırsat vermemek, aralık vermemek), nefes almamak (havayı ciğerlerine çekmek, soluk almak; dinlenmek; ferahlamak, rahatlamak; mutlu bir biçimde yaşamak), nefes çekmek (sigara veya başka bir şeyin dumanını içine çekmek), nefes tüketmek (uzun uzun ve boş konuşmak), nefes nefese (soluk soluğa), nefesi keskin (nefesi kuvvetli), diyafram nefesi (akciğerlerin havayla doldurulup diyafram kasının haerekete geçirilmesine dayanan soluk alma biçimi), nefesi kuvvetli (okuduğu dualar etkili olan kimse; nefesi keskin) kullanımları var (TDK Sözlük). Aynı zamanda Arapça kökenli (nefes) bir kelime ve Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini anlatan, dergahlarda belli makamlarla okunan milli nazım şekilleri ve hece vezniyle yazılmış şiir anlamı da var.

Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.

KEBİR VE KABİR

Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen kebir ve kabir sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu sözcüklerin tek ortak yanı Arapça kökenli olmaları.

İlk olarak kebir sözcüğü, Arapça kökenli (kebīr) bir kelime. Büyük, ulu olan anlamına geliyor. Aynı zamanda yaşça büyük, yaşlı olan anlamı da var. Dilimizde defterikebir (büyük defter), devrikebir (Türk müziğinde bir büyük usul), sefirikebir (büyükelçi) kullanımları mevcut.  

Kabir sözcüğü ise, yine Arapça kökenli (ḳabr) bir kelime. Mezar anlamına geliyor. Dilimizde kabir azabı (İslam inancına göre öldükten sonra mezarda çekilecek azap), kabir suali (İslam inancına göre öldükten sonra mezarda sorulan soru; uzun ve bıktırıcı soru), Anıtkabir (Atatürk’ün mezarının bulunduğu anıtsal yapı) kullanımları var (TDK Sözlük).

Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.