İÇİMDEN GELDİ

Anneannemin Anısına

Kim derdi ki bir sabah kahvaltı programı yapıp da morg da vedalaşmak nasip olacak…Hayat işte kul kuruyor, kader gülüyor…Günün sonunda hayatın bize yaptığı planları yaşıyoruz. Seni öyle özledim ki..”Özledim” den öte bir tabir bu, tarif edemiyorum özlemimi…Tam 1 yıl önce bugün..Sensizlik çok zor, 1 yıl çok zor geçti..Süreçte işim gücüm “iyi ki var” da oyalanıyorum dedim hep… Ben ki kolay kolay ağlayamazdım, senden sonra göz yaşım hep kenarda ne zaman aksam diye bekliyor.

Süreçte yanı başında duran, hep yanında sandıkların bazen yanında olmuyor, olamayabiliyor. Az gördüğün ancak samimi olduğun kişiler diğerlerine göre bazen daha çok yanında durabiliyor. Böyle zamanlarda herkes notlanıyor sanki, sonrasında kişilere ona göre değer veriyoruz. Oysa herkesin böyle bir zamanda beklediği sadece duygusunun kucaklanması…Kimse kimsenin acısını gerçekten anlayamıyor, acımızı kucaklayacak biri arayışındayız sadece. Ezcümle ateş düştüğü yeri yakıyor hep..

Ve en sevdiklerinden, canım dediklerinden birini toprağa verdikten sonra hiçbir şey eskisi gibi ve bizler aynı biz olmuyoruz.

Minnoş anneannem, canım ceyom senden sonra işim harici hiç plan yapmadım, an’da kalmayı, akışta kalmayı öğrendim. Daha çok maneviyata yöneldim. Yaşadığım, nefes aldığım, sevebildiğim, gezebildiğim, çalışabildiğim, sporumu yapabildiğim, eğitim alabildiğim, kendime yatırım yapabildiğim ve tabii sevdiklerimle olan her an’ımın değerini bilmeyi öğrendim. Gezdiğim, gördüğüm her yere giderken yolda gördüğüm bütün güzelliklerin tadını çıkarmaya başladım. Gittiğim yerlerde hep yanımdasın, benimlesin biliyorum, hep sana dua okuyorum, adını yaşatıyorum hep. Birlikte gittiğimiz her yere yeniden gidiyorum, adını hep yaşatıyorum canım anneannem. Anneannem de olsa şimdi ne güzel olurdu diyorum.

Bir şey olmadığında artık sinirlenmiyorum, üzülmüyorum. Günün sonunda her şey olacağına varıyor, demek ki benim için olması gereken böyleymiş deyip geçiyorum. Artık daha sakin, daha dingin, sağlıktan keyiften öte hiçbir şeyin değerinin olmadığını çok daha iyi bilen ve uygulayan bir Burcu var.

Uğrunda “bu da benim için çok önemli” diye hiçbir şeye demiyorum ve bağlanmıyorum. Çünkü sağlığım yerindeyse ve ben iyiysem, sevdiklerim iyiyse kalan her şey var bunu iyi biliyorum. Sağlık derken kastettiğim de fiziksel, ruhsal, zihinsel sağlık tabii. 75 yaşındaki komşu teyzelerden fazla her şeye “sağlık olsun” demeye başladım.

Artık hiçbir şeye şunu da yaparım, yapmam vb. cümlesi kurmuyorum. Akışta kalıyorum, Allah bilir, en iyisini bana verir diyorum.

Bir şey yapmaya niyet ederken aynı senin dediğin gibi “kısmetse…yaparım” diyorum. Sadece bu da değil zamanında “minnoş anneanneeeeee olur mu öyle şey?” diye sana güldüğüm her şeyi ben yapıyorum  En başta yeni tanıdığım herkese seni anlatıyorum  Anneanneeeee tanımadıklarınla o kadar ne konuşuyorsun? Sorusunun cevabını kendim deneyimledim aslında.

Gördüğüm her anneanne torun da biz de böyleydik, çok güzeldik. Onlar da çok güzeller maşallah diyorum.  

Yine senden sonra eşya, kıyafet vb.  hiçbir şeye de önem vermedim. Az 3-5 parça eşyayla da yaşanıyor bunu da anladım. Fazlalıklardan arınmak da iyi geliyormuş insana…

Son 1 yılda o kadar çok aynı acıyı yaşayan kişiden “Burcu ne yaşadığını çok iyi anladım” cümlesini duydum ki, olmasa daha iyiydi. Acısı olanlara baş sağlığı haricinde sabır ve dayanma gücü dilemeyi de ihmal etmiyorum. Çünkü süreçte en önemlisi o oluyor. Ve kendi deneyimlerimden yola çıkarak, kaybı olan kimseye “ben de anneannemi öyle kaybettim, şöyle oldu, böyle oldu” demiyorum. Kendi acımızı anlatmanın hiçbirimize faydası yok, sadece kişinin duygusunu kucaklamaya çalışıyorum.

Hep kendine aniden gitmeyi diledin ve öyle de gittin…Ani ölüm kalana zor, giden için en kolayı, en hayırlısıymış meğer. Hep derdin de “ölümün bile hayırlısı” anlayamamışım seni be canım anneannem. Vadem dolduğunda, Allah’ım bana da aynı gidişi nasip etsin diyorum artık.

Varlığınla hayatıma kattıklarına ve saf sevgine hep minnettarım minnoşum. Yeniden kavuşana dek dedem ve sen kendinize ve birbirinize çok iyi bakın. Huzur içinde uyuyun.

Kuzunun kuzusu Burcu’n.

Allah iyilik sağlık versin bize ve sevdiklerimize. Amiin. Her şey gelip geçiyor dostlarım. Hayat işte…Bir varız, bir yokuz. Buralarda oyalanıyoruz işte…

Not: Normalde biliyorsunuz dile fazlasıyla özen gösteririm. Ancak bu yazıyı yazarken gözlerim çok dolduğu için dilbilgisi hatam varsa bu defalık affola 

Sevgilerimle,

Dr. Burcu Yiğit

Anneannemin Anısına 2

En sevdiklerinden birini toprağa verdikten sonra hayat hiçbir zaman eskisi gibi olmuyormuş…Sensiz geçen dolu dolu iki sene…Özlemin de her geçen gün artıyor tabii…En güzel yerdesin biliyorum, içim o yüzden rahat.

Hayattaki en çaresiz hislerden biri bir daha geri dönmeyecek birini özlemekmiş gidişinle öğrettin. Planı Allah yapar artık bunu çok iyi biliyorum. Daha akıştayım, bir şeyi yaparım demiyorum, aynı senin gibi “nasipse yaparım” diyorum. İsyan etmiyorum, en çok da sen kızardın bana. O dönemde Allah’ım neden bu kadar erken dediğim için de tövbe ettim. Sen olsaydın da böylesini isterdin…Senden sonra teyzem sayesinde Çiğdem Okumuşlar hocayla tanıştım, onun da dediği gibi “ölüm yok, olum var”. Ölüm yok, olum var artık bunu da biliyorum.

Minnoş anneannem, canım ceyom, yine iyi ki işim gücüm var yoğunluk beni oyalıyor diye düşündüğüm yıllardan biri oldu. Şükürler olsun bugünümüze.

Her yerde sen varsın, okuduğum bir kitabın cümlesinde, yediğim, yaptığım yemeklerde, 37 yılımdaki tüm anılarımda, kıyafet dolabımda (çünkü çoğunu gezmelerimizde beraber almıştık), gezdiğim çarşıda pazarda, gittiğim yerlerde, beraber geçmişte gittiğimiz yerlerde, yediğim meyvede sebzede, konuştuğum komşu teyzelerde, arkadaşlarımda sohbetlerimde…her yerdesin. Ve ruhlar ölmez, hep benimlesin. Yani Yeni Türkü’nün de şarkısında söylediği gibi “Okuduğum her cümlede, konuştuğum her insanda, gördüğüm her güzellikte, sen de varsın, sen hep varsın”…

Ailede zaten seni anmadan geçen günümüz hiç olmuyor. Aile dışından da önceden seni tanıyan, bilenlerle hep seni anıyoruz bir telefonda ya da yüz yüze görüştüğümüzde. Yeni tanıdığım insanlar da seni tanıyor, hep anlatıyorum ve hepsinden “ne güzelmişsiniz” cümlesini duyuyorum.

Senden sonra eşyaymış, ıvır zıvırmış hepsi çul çaput geliyor. Hiçbir şeye önem vermedim, devremülkteyiz, güzel yaşamaya çalışarak hayatıma devam ediyorum.

Daha fazla an’da kalıyorum, içimden gelen şeyleri ertelemiyorum. İçimin ısınmadığı, kalbimin istemediği hiçbir şeyi de yapmıyorum ve zamanımı bile hediye etmiyorum.

Kendimi uzun uzadıya anlatmaya çalışmıyorum artık, yalnızca gerçekten kalbimi bilen, beni anlayanlarla yoluma devam ediyorum.

Fiziksel zihinsel ruhsal sağlığıma iyi bakmak için elimden geleni yapıyorum.

Ortak tanıdığımız sevdiğimiz biri senden sonra “Burcu anneannenin sevgisi ve duası sana hep yeter” demişti. Bugün ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Verdiğin güzel sevgin, ettiğin dualarına minnettarım. Gücümü aldığım yerim…Hep bir elin omzumda kalpten hissediyorum.

Adını olabildiğince yaşatmaya çalışıyorum. Allah’ım bana son nefesime kadar sağlıkla seni adını yaşatmayı, adını onurlandırmayı nasip etsin. Amiin.

O muhteşem sevgine, yaşattığın her an’a minnettarım, iyi ki sen. Son nefesime kadar yetecek bir sevgi, şefkat verdin bana hep. Öyle güçlü hissediyorum ki kendimi. “Allah yalnızın yanındadır kızım” derdin hep, bu sözüne tutunuyorum hep. Bana güç veriyor.

Bazen konuşmaktansa içindekileri yazıya dökmek daha kolay gelir insana. Bugün de öyle bir gün dostlar…Allah iyilik, sağlık versin. Günün sonunda kalan her şey gelip geçiyor. Devremülklerimizde oyalanıyoruz işte…

Not: Normalde biliyorsunuz dile fazlasıyla özen gösteririm. Ancak bu yazıyı yazarken gözlerim çok dolduğu için dilbilgisi hatam varsa bu defalık affola.

Sevgilerimle,

Dr. Burcu Yiğit