Merhaba değerli arkadaşlarım bu yazıda tek harfin farklılaşması ile oluşan ve farklı anlama gelen lale ve lala sözcüklerine değinmek istiyorum. Bu iki sözcüğün tek ortak yanı, her ikisinin de Farsça kökenli olması.
İlk olarak lale sözcüğü, Farsça kökenli (lāle) bir kelime. Zambakgillerden, yaprakları uzun ve sivri, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte bir süs bitkisi, meyve koparmak için ucuna üçlü veya dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık, ağır hapis makumlarının boynuna geçirilen demir halka anlamına geliyor. Dilimizde lale ağacı (Manolyagillerden, ana yurdu Güney Amerika olan, dolgun ve düzgün gövdeli, gövde kabuğu kalın ve çatlak olan, üst yüzü açık, alt yüzü soluk mavi yeşil renkte yapraklı, laleye benzeyen çiçekleri olan, dağınık veya konik tepeli ağaç), ağaç lalesi (lale ağacının yeşilimsi beyaz renkte, dip tarafında portakal sarısı geniş bir bant olan, laleye benzeyen çiçeği), dağ lalesi (düğün çiçeğigillerden, mor renkli, çan biçimli tüylü çiçekleri olan otsu bir bitki, anemon), İstanbul lalesi (16-18. Yüzyıllar arasında İstanbul’da birçok çeşidi elde edilmiş, çiçeği badem biçiminde, hançer biçimli yapraklarının ucu tığ gibi ince ve sivri olan lalelere verilen genel ad), Osmanlı lalesi (İstanbul lalesi) gibi kullanımları var (TDK Sözlük).
Lala sözcüğü ise, yine Farsça kökenli (lālā) bir kelime. Çocuğun bakım, eğitim ve öğretimiyle görevli kimse, şehzadelerin özel eğitmenleri, padişahların vezirlerine seslenirken kullandıkları bir söz anlamına geliyor. Dilimizde lala paşa eğlendirmek (işini gücünü bırakıp karşısındakinin hoş vakit geçirmesini sağlamak) kullanımı mevcut.
Tek bir harfin farklılaşmasından ne olur ki demeyin. Dilimize özendiğimiz günler dilerim. Sevgi ve sağlıkla kalın.